Hayatı

LÜTFÜ OFLAZ

“Ruhum Eyfel Kulesi bedenim Pisa Kulesi” şeklinde tarif ettiği hayatı olağanüstü mücadeleler, çilelerle geçen ve olağanüstü renkli bir hayat süren Lütfü Oflaz, Ankara’da doğdu. Hukuk fakültesinde okudu.

Yazmaya Akbaba mizah dergisinde başladı. Ortadoğu, Güneş, Aydınlık, Dünya, Milliyet, Cumhuriyet, Star, The Independent gazetelerinde yazar ve Sabah gazete grubunda başyazar olarak çalıştı. Lütfü Oflaz, ülkemizde en genç köşe yazarı ve en genç başyazar olmuş bir yazardır. Ayrıca askeri darbelerden sonra yargılanan ilk yazardır.

Mizahımızın üç büyükleri denilen Akbaba, Gırgır, Leman dergilerinin üçünde de yazan tek yazar olan Lütfü Oflaz, yazı ile karikatürün birleşmesinden oluşan YazıKatür üslubunun da mucididir.

O, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Zalim kim olursa olsun ona karşı ol, mazlum kim olursa olsun ondan yana ol” gibi efsaneleşmiş birçok cümlenin de yazarıdır.

Sosyal paylaşım faaliyetleri konusunda çığır açan bir insan olan Lütfü Oflaz, Yeryüzü Sofraları, Yeryüzü Sağlıkçıları, Yeryüzü Vicdanlıları, Yeryüzü İyilik Hareketi gibi pek çok sosyal paylaşım faaliyetinin fikir ve isim babası, öncüsüdür.

Lütfü Oflaz, holding medyasındaki yozlaşmaya, çürümeye tekelleşmeye karşı tepki göstererek başyazarlığı bırakıp sine-i medyadan, sine-i millete döndü.

“Bir Mahkum” adlı anı romanıyla Akademi Kitabevi Ödülü’nü aldı. Çeşitli gazetecilik ödülleri de olan Lütfü Oflaz’ın “Sözün Özü” adlı bir şiir kitabı, “Yazıkatür”, “LO”, “Vicdanlar İktidara”, “Ruhum Eyfel Kulesi Bedenim Pisa Kulesi” adlı deneme kitapları, sohbetlerinden oluşan “Sohbet Vakitleri”, söyleşilerinden oluşan “Tarihe Damgasını Vuran Söyleşiler” adlı kitapları ve anılarını da içeren yazılarından oluşan “Rahatsızım”, “Vicdan ve İsyan” adlı kitapları var.

Lütfü Oflaz kalemiyle olduğu kadar eylemleriyle de dikkati çekti. Örneğin askeri darbeye karşı ilk insan hakları kampanyasını o başlattı. Her türlü zulme, sömürüye kalemiyle ve eylemleriyle hep baş kaldırdı. Bu yüzden hapislere atıldı. İşkence gördü. Çok uzun süreler işsiz bıraktırıldı. Bazen de dokuz köyden kovulmak, tek başına kalmak gibi bedeller ödedi. Tek başına kalsa da zalimin karşısında, mazlumun yanındaydı hep.

Lütfü Oflaz, en sağdan en sola kadar siyasi görüşleri ve yaşam tarzları farklı çevrelerce 2000 yılındaki seçimlerde “Cumhurbaşkanını Meclis değil millet seçsin, adayımız Lütfü Oflaz” denilerek cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Ancak o dönemin hükümeti, cumhurbaşkanını milletin seçmesini kabul etmedi.