Önce ahlaksızlık ve maddiyat!

Eskiden İslamcılar “Önce ahlak ve maneviyat” derlerdi.
Her ortamda, her fırsatta önce bunu dile getirirlerdi.
Herkese de önce ahlaklı olmalarını tavsiye ederlerdi.
Toplumda İslamcılara ahlaklı, maneviyatlı insanlar olarak bakardı.
Bu yönleriyle onlara güven duyardı.
Toplumun gözünde İslamcı demek, çalıp çırpmayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, yalan söylemeyen insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, haram yemeyen insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, rüşvet almayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, faiz yemeyen insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, karıncayı incitmeyen insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, hakkı olmayana el uzatmayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, kendisinde olanı başkalarıyla paylaşan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, komşusu açken tok yatmayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, mütevazı yaşayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, israf yapmayan insan demekti.
Toplumun gözünde İslamcı demek, gösterişten, şatafattan uzak duran insan demekti.
Kısacası, toplumun gözünde İslamcı demek, önce ahlaklı insan demekti.
Şimdi böyle İslamcı kaldı mı?
İslamcı dediğinizde toplumun aklına gelenler bunlar mı?
İktidara gelmek İslamcıları da dindarları da bozmadı mı?
Bizim ülkemiz ki vatandaşlarımızın yüzde 75’i kendini dindar olarak görüyor.
Bizim ülkemiz ki kadınların yüzde 60’ı başını örtüyor.
Bizim ülkemiz ki vatandaşlarımızın yüzde 70’i oruç tutuyor.
Bizim ülkemiz ki vatandaşlarımızın yüzde 42’si beş vakit namazını kılıyor.
Bizim ülkemiz ki vatandaşlarımızın yüzde 75’i Cuma namazını kaçırmıyor.
Evet, ülkemizdeki ciddi araştırmaların sonucu bu şekilde çıkıyor.
Diğer Müslüman ülkelerin çoğunda bu oranlar daha da yükseliyor.
O halde Müslüman ülkeler dünya rüşvet liginde niye en başlarda bulunuyor?
Müslüman ülkeler dünya yolsuzluk liginde niye şampiyonluğa oynuyor?
Çalıp çırpma, hırsızlık yapma bizde.
Harama el uzatma bizde.
Ayaküstü kırk yalan söyleme bizde.
Üçkağıtçılık, katakullicilik bizde.
Hakkı olmayana talip olma bizde.
Torpilcilik, kayırmacılık, işi ehline vermemek bizde.
Başkasını düşünmemek, “Hep bana Rab bana” demek bizde.
Mütevazı yaşamamak bizde.
Her şeyin en pahalısına, en şatafatlısına, en gösterişlisine sahip olmak için yarışmak, süslümanlık yarışı yapmak bizde.
İsraf yapmak bizde.
Ramazanda bile iftar sofraları adı altında beş yıldızlı otellerde israf sofraları kurmak bizde.
Belli ki bizde de diğer Müslüman ülkelerde de dindarlık şeklen yaşanıyor.
Ruhen yaşanmıyor.
Ahlaktan kopuk bir dindarlık yaşanıyor.
Çünkü dinin ruhu ahlaktır.
Ruhu yoksa dinden geriye ne kalır?
Ruhsuz bir beden kalır.
Ruhsuz bedenin de bir cesetten ibaret olduğu unutulmamalıdır!

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.