Muhafazakârların saygı duyduğu tek sosyalist Lütfü Oflaz: SABAH GAZETESİ

Lütfü Oflaz: “Hayatım boyunca zalim kim olursa olsun ona karşı oldum, mazlum kim olursa olsun ondan yana oldum.”

“Vakit gazetesinde bile düpedüz sosyalizm propagandası yapıyor” diyordu Radyo Sol O’nun için… Evet “sosyalist yazar” Lütfü Oflaz‘ın muhafazakâr kesimin söylemi en sert olan gazetelerinden olan Vakit’te her hafta görüşlerine başvuruluyor. Ancak bu; medyayı, insanları şaşırtan tek mesele değildi. Asıl “hayret edilecek” olan Vakit gazetesi okurlarının da bu durumdan gayet memnun olmalarıydı… Yazar Lütfü Oflaz’ın sırrı neydi peki? Sadece görüşlerini açıkladığı gazete değil, o kesimin bütün yazarları, aydınları, kanaat önderleri her fırsatta köşelerinde, sohbetlerinde Oflaz’a olan hayranlıklarını dile getiriyorlardı.

Muhafazakâr kesimin kalesi sayılan şu üç yayın ve üç yazarın kendisi hakkında yazdıkları okuyup, üzerine derin derin düşünüldüğü vakit, Oflaz’ın sırrının tamamına olmasa da bir kısmına vakıf olmak mümkün. Bir kısmına diyoruz çünkü, gerisi Oflaz’ın kişiliğinde saklı…

“Lütfü Oflaz’ın ışığı devrimin yolunu aydınlatıyor.” (Vakit gazetesi-13 Aralık 2005)

“O’nun kaleminden kimse kaçamadı. Politikacılar, generaller, medya patronları vs. Kuşkusuz çuvaldızı önce kendine batıranlardan O. Sivri dilinin bedelini ödemiş ve ödemeye hazır olanlardan. ” (Nihal Bengisu Karaca-Aksiyon Dergisi /1 Mart 1997)

“Lütfü Oflaz emekten yana bir yazardır, toplumcu bir yazardır. Yeri geldiğinde herkesin hakkını teslim eden bir yazardır. Bu özellikleriyle de çok kişinin takdirini toplamıştır.” (Tuncay Özören (Zeki Ceyhan)-Milli Gazete/5 Temmuz 1991)

2000’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ülkenin farklı uçlardaki aydınları, sivil toplum kuruluşları, yazarları, sanatçıları ve hatta siyasetçileri O’nun için “Gönüllerin Cumhurbaşkanı” demişlerdi. Hatta o dönem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da “Lütfü Oflaz benim de gönlümdeki Cumhurbaşkanı” demişti…

ZALİMİN KARŞISINDA MAZLUMUN YANINDA!

Lütfü Oflaz’a, özellikle muhafazakâr kesimin aydınlarının, yazarlarının, kanaat önderlerinin kendisine olan hayranlığının ve saygısının sebebini sorduğumuzda verdiği yanıt, aynı zamanda hayat görüşünü de özetliyor: “Hayatım boyunca zalim kim olursa olsun ona karşı oldum, mazlum kim olursa olsun ondan yana oldum. Dünya görüşlerini benimsemesem bile haklı olanı, mazlum duruma düşmüş olanı savundum. Tek başıma kalsam da, zalimin karşısında, mazlumun yanındaydım hep. Bu uğurda hapislere atılmak, işkence görmek, yıllarca işsiz bıraktırılmak gibi çok ağır bedeller ödedim. Ve hep dünyanın nimetlerine değil, külfetlerine talip oldum. Bana sunulan göz kamaştırıcı dünya nimetlerine kendimi kaptırmadım. Bunun yerine mütevazı, çileli bir hayat yaşadım. Ve hep güçlüden değil, güçsüzden yana oldum. Ve hep insanca, hakça adil bir düzeni savundum. Farklı kesimlerin desteğini almam bu yüzden olsa gerek. Bana gösterilen bu saygı verdiğim mücadelelere, çektiğim çilelere duyulan saygıdan olsa gerek. Yazdığım gibi yaşadığım, söylediklerimi yaptığım, göründüğüm gibi olduğum için farklı kesimlerden saygı gördüğümü düşünüyorum.”

MUHAFAZAKÂR KESİMİN AYDINLARI OFLAZ İÇİN NE DEDİ?

“Halkın cumhurbaşkanı adayı Lütfü Oflaz, 12 Eylül’den sonra yazdığı bir yazı nedeniyle yargılanan ilk yazardı. Darbeye karşı ilk insan hakları kampanyasını o başlattı. Her türlü zulme başkaldırdı. Hapislere atıldı. İşkence gördü. Medyadaki çürümeye ilk diklenenlerden biriydi. Egemenlere direndi, dokuz köyden kovuldu ama bir gün bile kalemini satmayı aklının ucundan geçirmedi. Tek başına da kalsa mazlumun yanında saf tuttu.” (Tamer Korkmaz–Zaman Gazetesi/30 Aralık 2005)

“Mehmet Emin Kazcı’nın ‘Cumhurbaşkanı adayım Lütfü Oflaz’ yazısını hatırladınız, biliyorum… Tereddütsüz, benim için de öyleydi… O, ne bir Donkişot, ne bir Robin Hood, ne bir Köroğlu, ne bir Battal Gazi. Belki de, her birinden bir parça. Hakkın ve halkın yolunda, dimdik duran ve savaşan bir beyin ve kalem o.” (Yalçın Turgut Emin-Vakit gazetesi / 4 Eylül 2003)

“Lütfü Oflaz’ın inançları doğrultusunda verdiği mücadeleyi tebrik etmemek mümkün değildir. İnançları dışında tüm dünya nimetlerinden fedakârlıkta bulunmaya kendisini zaten alıştırmıştı. İnandığını yaşamak, söylemek ve yazmaktan vazgeçmedi.” (Zeki Ceyhan – Milli Gazete / 30 Nisan 1985)

“Bu zamana kadar hep sol tandanslı mevkutelerde yazmış, solcu olduğunu da her zaman gururla söylemiş olan sevgili Lütfü Oflaz’ın şimdi konuşmak için bu gazeteyi (Vakit’i) tercih etmiş olması da, bir tesadüf değildir bu anlamda.” (M.Emin Kazcı – Vakit Gazetesi / 26 Haziran 2004)

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.