Eşit doğmasak da eşit yaşayalım!
Bu düşün gerçekleştiğini düşün.
Yeni bin yılda yeni bir dünya düşün.
Herkesin kapasitesi kadar ürettiği, ihtiyacı kadar tükettiği bir dünya düşün.
Eşit doğmamanın insanların kusuru olmadığını, ama eşit yaşamamanın insanların kusuru olduğunu düşün.
Dünyanın efendilerine inat bunları düşün.
Düşünmeden yaşamayı öğütlüyor sana dünyanın efendileri.
Seni düşündürecek şeylerden uzak tutuyor; seni düşündürmeyecek şeylerle oyalıyor, uyuşturuyor.
Kendisine her sorulana “Efendilerimiz düşünür, büyüklerimiz bilir” diyenlerden olmanı istiyor.
İstiyor ki öküzün trene baktığı gibi bak dünyaya.
Güçsüz doğanları, altta kalanları düşünme.
“Neden sömürü var, neden ezilir insanlar” diye düşünme.
“Bu düzen nasıl değişir, insanlar nasıl eşitlenir” diye düşünme.
Oysa düşünmekle başlar insan olmak.
Düşünen robotların üretildiği çağda düşünmeyen insanlar olur mu?
Düşünmeye düşünmeye beyinler pas tutacak.
Acaba bu durumu değiştirmek için ne yapsak?
Düşünme suçu yerine düşünmeme suçu mu icat etsek!
Düşünmüyorsun, o halde yoksun!
Var olmak istiyorsan düşün.
İnsanlar arasında sınırların, sınıfların, dolayısıyla da savaşların olmadığı bir dünya düşün.
Yazdıklarımı düşün, sonra bu düşün peşine düşün.
Doğumda eşitlik olmasa da yaşamda eşitlik olsun!